Amy Carlson’ın Hayatı ve Tarikatın Başlangıcı
Amy Carlson, 1975 yılında Dallas, Teksas’ta doğdu. Okul yıllarında popüler bir öğrenci olan Carlson, müzik yeteneğiyle tanınıyordu. Genç yetişkinlik döneminde, internet üzerinden sıra dışı insanlarla bağlantı kurmaya başladı. Zaman zaman evden ayrılıp bu insanlarla buluşmak için uzaklara giderdi ve geri döndüğünde yıldız gemileri gibi sıradışı kavramlardan bahsederdi. Carlson, bu dönemde birçok romantik ilişki yaşadı ve üç kez evlendi. Bir kızı ve iki oğlu vardı.
2006 yılı civarında, Carlson kendisini “Anne Tanrı” olarak ilan etti. Üçüncü kocasını terk etti, McDonald’s’taki işini bıraktı, ailesiyle olan çoğu temasını kesti ve sonunda “Love Has Won” adını alacak olan yeni bir yaş spiritüel örgüt kurmaya başladı. Bu grup teknik olarak bir tarikat olarak kabul edilebilir, ancak üyeleri bunu reddetmiştir. Yine de ben bu yazıda bu gruba tarikat olarak atıfta bulunacağım.
Tarikatın Yapısı ve Faaliyetleri
Love Has Won, California, Hawaii ve Colorado gibi çeşitli yerlerde faaliyet gösterdi. Tarikatın 12 ila 20 düzenli üyesi vardı ve üyeler, sosyal medyada aktif olarak günlük canlı yayınlar yapıyordu. Dünya genelinden insanlar tarikata para bağışında bulunuyordu. Tarikatta, “Baba Tanrı” olarak adlandırılan birkaç kişi vardı. Baba Tanrı, Amy Carlson’ın o dönemdeki romantik ilgisi olarak görünüyordu. Bu kişilerden biri olan Jason Castillo, birçok canlı yayında yer aldı.
Ağustos 2020’de grup kısa bir süreliğine Hawaii’ye taşındı, ancak yerel halk bu durumdan memnun olmadı. Carlson, yerel halk için kültürel öneme sahip bir tanrı olduğunu iddia etti ve bu durum yerel halkın tepkisini çekti. Sonunda, yerel belediye başkanının müdahalesiyle, polis gözetiminde adadan ayrılmak zorunda kaldılar.
Eylül 2020’de Carlson’ın sağlığı kötüleşmeye başladı. Belden aşağısı felçliydi ve kanser olduğunu iddia ediyordu. Nisan 2021’de tarikat üyeleri, Kuzey Kaliforniya’da bir karavan parkında kalıyordu, ancak aşırı kalabalık nedeniyle oradan da ayrılmak zorunda kaldılar.
Love Has Won Tarikatı Bir Tarikat mıydı?
Love Has Won, bir tarikatın özelliklerini taşımaktadır. Otoriter ve manipülatif bir yapıdaydı; zihin kontrol stratejileri kullanılmış oldukları düşünülmektedir. Orta sınıf vatandaşları hedef alıp almadığı konusunda bilgi yoktur, ancak üyeler arasında komünal hedefler belirlenmiştir. Agresif dönüşüm yöntemleri, özellikle Carlson'dan gelen öfke ve agresyon ile uyumlu olabilir. Ayrıca, Love Has Won gibi yeni bir inanç sistemi üzerine kurulmuş tarikatların, kültürel normlardan sapması da yaygındır.
Amy Carlson, diğer tarikat liderleriyle kıyaslandığında oldukça sıradan kalmaktadır. Carlson, genellikle sarhoş, öfkeli ve kötü muamelede bulunan biri olarak görünmektedir. Bununla birlikte, tarikat liderleri genellikle ölüme götüren bir ideolojiyi teşvik eder ve bu açıdan Carlson, diğer tarikat liderleriyle benzerlik gösterir. Bu durum, herhangi birinin tarikat lideri olabileceğini gösterir; spiritual bir örgüt kurup kendinizi tanrı ilan etmek yeterlidir. Tarikat üyeleri, liderlerini seçerken karşılaştırmalı bir alışveriş yapmazlar; en etkili lideri aramazlar.
Amy Carlson’ın Ölümü ve Ardından Yaşananlar
29 Nisan 2021’de, tarikatın bir üyesi olduğu iddia edilen Miguel Lamboy, Moffett, Colorado’daki evinde birkaç kişiye kalma izni vermişti. Lamboy, bir seyahatten döndüğünde Amy Carlson’ın cesedini evinde buldu. Evden ayrıldığında ceset orada değildi. Lamboy, Carlson’ın gözlerinin eksik olduğunu ve dişlerinin dudaklarından göründüğünü fark etti. Lamboy, oğlunu alarak evden çıkmaya çalıştı, ancak evdeki diğer kişiler buna izin vermedi. Bunun üzerine yalnız başına polis karakoluna giderek durumu bildirdi.
Polis memurları eve gittiklerinde, Lamboy’un oğlu ve evdeki başka bir kişinin 13 yaşındaki kızı olmak üzere iki çocuk buldu. Her iki çocuk da sağlıklıydı ve Lamboy’un oğlu ona geri verildi. Polis, Amy Carlson’ın cesedini buldu; yüzü simle kaplanmış, cesedi bir uyku tulumuna sarılmış ve Noel ışıklarıyla süslenmiş mumyalaştırılmıştı. Carlson’ın cesedinin bu araçla taşındığına inanıyorlar, bu da onun Kaliforniya’da ölmüş olabileceği ve cesedinin Colorado’ya taşındığını gösteriyordu.
Yedi kişi tutuklandı ve tümü çocuk istismarı ile suçlandı. Ayrıca, Jason Castillo da dahil olmak üzere dördü, ölü insan kalıntılarına müdahale etmekle suçlandı. İki kişi, bir cesedi kötüye kullanmakla, bir kişi ise ceset kötüye kullanma ve yanlış hapis cezası ile suçlandı. Polis, Amy Carlson’ın bir aydan uzun süredir ölü olduğunu, cesedin bozulma seviyesine dayanarak tespit etti. Carlson’ın ölüm nedeni bilinmemekle birlikte, tarikatın çevrimiçi sattığı kolloidal gümüş ürününü yutmuş olabileceği düşünülüyor. Carlson, bu ürünün COVID-19’u tedavi edebileceğini iddia etmişti, ki bu tabii ki doğru değildi. FDA, bu tür onaysız ve yanlış markalanmış ürünler sattığı için Carlson’ı daha önce uyarmıştı.
Amy Carlson ve Love Has Won Tarikatının İnançları
Amy Carlson ve tarikatının inançlarına dair birkaç temel noktaya değinmek gerekir. Carlson kendisini Anne Tanrı olarak adlandırdı ve o dönemdeki ilgisi Baba Tanrı idi. Anne Tanrı olmasının yanı sıra, Kutsal Ruh, Büyük Ruh ve Yaratılışın Annesi olduğunu da iddia etti. Carlson, insanlığı 19 milyar yıldır kurtarmaya çalıştığını söyledi. Aslında, 19 milyar yıl bizi Büyük Patlama’dan önceki bir zamana götürüyor, yani evrenden bile daha yaşlı olduğunu öne sürüyordu. Carlson, 534 kez reenkarne olduğunu ve önceki kimliklerinin arasında İsa Mesih ve Marilyn Monroe’nun bulunduğunu iddia etti.
Carlson, vücudunun titremesi yoluyla mesajlar aldığını belirtti. Sayılar ve tarihlerle ilgili özel bir ilgisi vardı ve belirli bir tarihin değerlerini vurgulardı. Tam bilinç seviyesine ulaştığını, yani sıradan bir insanın ulaşabileceğinden çok daha fazla bir bilinç düzeyine sahip olduğunu iddia etti. Yaratılışın Annesi olarak, her şeyi doğurduğunu söyledi. En az bir videoda, takipçilerinden biri Carlson’ın kelimenin tam anlamıyla gezegen olduğunu ifade etti; tüm insanların kolektif duygularını hissediyordu.
Carlson, meleklerle iletişim kurabildiğini ve onların ona insanlığa hizmet etmesini söylediklerini iddia etti. Sevgili gezegenini geri kazanmak için bir yolculukta olduğunu söyledi ki bu biraz kafa karıştırıcı, çünkü daha önce gezegenin kendisi olduğunu iddia etmişti. Carlson, 144.000 seçilmiş kişiyi yeni bir mistik beşinci boyuta götüreceğine söz verdi. Bazen bu boyut yerine, seçilmiş kişileri büyük bir uyanışa yönlendireceğini söyledi. Gününe bağlı olarak, bazen bir beşinci boyut günü, bazen de büyük uyanış günü olabiliyordu.
Seçilmiş Olanlar ve Kendi Seçimlerini Yapanlar
Amy Carlson’ın liderliğindeki Love Has Won tarikatında, “seçilmiş” kişi olmanın tek yolu gruba para bağışında bulunmaktı. Bu süreç aslında seçilmekten çok, kişinin kendisini ve başkalarını aldatmasıyla ilgiliydi. Grup, çevrimiçi olarak çeşitli ruhsal şifa ürünleri ve “ruhsal yükseliş seansları” satıyordu. Carlson, şifa verebilmesi için insanların onun bir tanrı olduğuna dair en ufak bir şüphe taşımaması gerektiğini iddia ediyordu. Kanser gibi hastalıkları bile iyileştirebileceğini söyleyen Carlson, insanlar onun her emrine boyun eğmezse onları düşman olarak görüyor ve yok edilmeleri gerektiğini düşünüyordu. Bu inanç sistemi, barışı getirmek amacıyla kurduğu örgütle çelişiyordu. Bir yandan takipçilerine “tek kalplerini izleyip sevgiye hizmet etmelerini” teşvik ederken, diğer yandan kendi emrine boyun eğmelerini istiyordu.
Özgür İrade ve Carlson’ın Bakışı
Carlson, özgür iradeye karşı olumsuz bir tutum sergiliyordu. Modern dünyanın bozulmasından özgür iradeyi sorumlu tutarak, tanrısal irade ve evrensel yasaları geri getireceğini iddia ediyordu. Bu durum, özgür iradeden hoşlanmayan üyeler için çekici bir özellik oluşturmuş olabilirdi. Tarikat üyeleri, özgür iradenin olmadığı bir dünya fikrine kendilerini kaptırmış görünüyorlardı.
Carlson’ın Madde Kullanımı ve Ölümü
Amy Carlson’ın alkol sorunu olduğu bildirildi. Bir tarikat üyesi, Carlson’ın her gece aşırı miktarda alkol tükettiğini belirtmiştir. Tarikat üyeleri, alkolün organik olduğunu söyleyerek Carlson’ın bu davranışını meşru kılmaya çalışmıştır. Bir videoda Carlson’ın uyuşturucu kullandığı da tespit edilmiştir. Carlson’ın ölümünden sonra, tarikat üyeleri onun “yükseldiğine” inanıyordu; geleneksel anlamda öldüğünü düşünmüyorlardı. Carlson, bir yıldız gemisiyle ya da okyanusta bir portal aracılığıyla dünyayı terk edeceğini öngörmüştü, ancak bunlar gerçekleşmedi. Belki de yükselme, üçüncü bir seçenek olarak görülüyordu.
Tarikat Üyelerinin Zihinsel Sağlığı Üzerine
Tarikat üyelerinin zihinsel sağlığı hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Ancak genel olarak, tarikat üyelerinin kolayca bir inanç sistemine kapıldıklarını ve bu inanç sistemine mantıkla karşı çıkılamayacak şekilde bağlı kaldıklarını görüyoruz. Bu kişiler, genellikle bir şeyler arayışında olan ve bu arayışlarını bulduklarında gerçeğin ötesine geçip bir fanteziye tutunan bireylerdir. Bu durum, onların zor koşullarda bile tarikatta kalmalarına neden olabilir. Kişilik özellikleri açısından, tarikat üyeleri genellikle kırılgan, bağımlı, itaatkâr ve düşük özgüvenli bireylerdir. Eleştirel düşünme becerileri zayıf olan bu bireyler, madde bağımlılığı, depresyon ve psikoz gibi sorunlar için artan bir risk altındadır.