klinik psikoloji dersleri

İlk Görüşme: Danışanı Tanıma ve Terapi Sürecinin Temellerini Atma

İlk görüşme, terapötik ilişkinin sağlam temeller üzerine inşa edilmesi gereken en önemli adımdır. Bu süreç, hem terapistin hem de danışanın birbirini anlaması ve güvenli bir alan yaratılması açısından kritik öneme sahiptir. Terapi sürecine başlamadan önce, danışanın kimliğini doğru bir şekilde anlamak, kişisel özelliklerini öğrenmek ve doğru bir hipotez oluşturmak, başarılı bir terapötik ilişki için gereklidir.

İlk Görüşme esasları

1. İlk Tanışma: Kısa ve Etkili Bir Giriş

İlk görüşmeye başlamadan önce, danışanın temel bilgilerini almak önemlidir. Eğer bir hastanede ya da kurumsal bir ortamda çalışıyorsanız, danışanınıza önce kendinizi tanıtmalısınız. Bu, güven yaratma sürecine yardımcı olur ve danışanın kendini rahat hissetmesine olanak tanır.

“Merhaba, ben Dr. X.” gibi kısa ve öz bir tanıtım yeterlidir. Danışanın yaşına veya kim olduğuna göre, bazen kendinizi tanıttıktan sonra, “Sizi tanıyabilir miyim?” gibi açık uçlu bir soru ile devam etmek gerekir. Bu soruyla danışanın kim olduğunu anlamaya çalışırken, aynı zamanda danışanın demografik bilgilerini öğrenebilirsiniz.

2. Açık Uçlu Sorular ve Doğal Bir Konuşma Başlatma

İlk görüşmede sorulacak sorular, açık uçlu olmalı ve danışanın kendini rahatça ifade edebilmesini sağlamalıdır. “Sizi biraz tanıyabilir miyim?”, “Kendinizden bahseder misiniz?” gibi sorularla, danışanın kişisel geçmişi, aile yapısı ve yaşam tarzı hakkında bilgi edinilebilir. Bu sorular, danışanın dünyasını anlamanızı kolaylaştırır.

Kapalı uçlu sorular, daha çok danışanın yanıtsız bırakabileceği veya geçiştirebileceği kısa bilgiler elde etmek için kullanılabilir. Örneğin, “Ne iş yapıyorsunuz?” gibi sorular, danışanın günlük hayatı hakkında önemli ipuçları verebilir.

3. Demografik Bilgiler ve Eğitim Durumu

Danışanın eğitim durumu ve mesleği, terapi sürecine yönelik önemli bilgiler sunar. Üniversite eğitimi gibi sorular, danışanın bilişsel yetenekleri, kişisel gelişim düzeyi ve terapötik yaklaşımlara ne kadar uyum sağlayabileceği hakkında fikir verir. Bu soruları detaylandırmak gerekir:
“Hangi üniversiteden mezun oldunuz?”
“Hangi alanda çalışıyorsunuz?”

Örneğin, “2009 yılında X Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldum” gibi yanıtlar, danışanın eğitim geçmişine dair daha ayrıntılı bilgi edinmenize yardımcı olabilir.

4. Meslek ve Toplumsal Statü

Danışanın ne iş yaptığı, toplumsal statüsü, yaşam tarzı ve gündelik rutini hakkında bilgi almak, onun dünyasını daha iyi anlamanızı sağlar. “Günlük hayatınızı nasıl geçiriyorsunuz?” gibi sorular, danışanın yaşam biçimi ve karşılaştığı zorlukları görmenize yardımcı olabilir.

Bununla birlikte, meslek ve toplumsal statü, terapötik süreçte de bazı dinamikler yaratabilir. Danışanın mesleği, yaşadığı çevre, ailesi ve arkadaşlarıyla olan ilişkileri terapinin gidişatını etkileyebilir. Meslek ve statü, danışanın toplumsal ilişkilerini ve yaşam kalitesini nasıl etkilediği konusunda size fikir verebilir.

5. Fiziksel Özellikler ve Kişisel Karakteristikler

Danışanın fiziksel özellikleri, özellikle boy uzunluğu gibi temel karakteristikler, kişinin dünyasını algılayış biçimiyle ilişkili olabilir. Bir insanın fiziksel yapısına dair küçük detaylar, bazen onun özsaygısı, kimlik ve dünya görüşü hakkında ipuçları verebilir. Bu tür bilgiler, danışanın yaşadığı zorlukları anlamanızı kolaylaştırabilir.

6. Günlük Hayatın Canlandırılması

Terapistin, danışanın günlük hayatını kafasında canlandırması gerekmektedir. Bu, yalnızca fiziksel özellikleri değil, aynı zamanda danışanın içsel dünyasını anlamak için de önemlidir. Danışanın aile ilişkileri, iş hayatı, arkadaş çevresi ve hobileri, onun genel ruh hali ve yaşadığı duygusal sıkıntılar hakkında önemli bilgiler verir.

7. Hastalığın Belirtilerine Giden Taşları Anlamak

Danışanın hayatını daha yakından tanımak, onun yaşadığı zorlukları ve hastalık belirtilerini anlamanıza da yardımcı olur. Danışanın günlük yaşamını ve alışkanlıklarını ne kadar iyi anlarsanız, hastalığının belirtilerine dair daha net bir anlayışa sahip olabilirsiniz. Bu da terapi sürecinin daha verimli olmasını sağlar.

Sonuç:

İlk görüşme, danışanı anlamak, terapötik ilişkiyi kurmak ve terapinin gidişatını belirlemek açısından büyük bir öneme sahiptir. Danışanın kimliği, eğitimi, mesleği, günlük yaşamı ve kişisel özellikleri üzerine sorular sormak, doğru hipotezler oluşturmanıza ve sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlamanıza yardımcı olacaktır. Terapist, danışanın dünyasını anlamalı ve ona uygun bir terapötik yaklaşım geliştirmelidir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *