Varoluşçu Psikoloji ve Hümanist Psikoloji Arasındaki Farklar

Varoluşçu psikoloji ve hümanist psikoloji, insan davranışını ve psikolojik sağlık süreçlerini farklı perspektiflerden ele alan iki önemli yaklaşımdır. İşte her iki yaklaşımın temel felsefeleri ve çalışma biçimleri:

Hümanist Psikoloji

Varoluşçu Psikoloji ve Hümanist Psikoloji Arasındaki Farklar

Temel Felsefe ve Yaklaşım

  • Özgür İfade ve Kendini Gerçekleştirme: Hümanist psikoloji, bireyin kendini ifade etme özgürlüğüne ve kendini gerçekleştirme potansiyeline büyük önem verir. Bu yaklaşım, Carl Rogers’ın kişiye yönelik terapi (client-centered therapy) yöntemiyle somutlaşır. Bu yöntemde empati, koşulsuz kabul ve öz-yansıma (self-reflection) temel unsurlardır.
  • Özgürlük ve Pozitiflik: Hümanist psikoloji, özgürlüğü doğası gereği olumlu olarak görür. Bireyin özgürlüğü, potansiyelini gerçekleştirmesi ve kendini ifade etmesi için bir araçtır.
  • Anksiyete ve Olumsuzluk: Hümanist psikoloji, anksiyeteyi genellikle olumsuz bir durum olarak değerlendirir ve bunun azaltılmasını veya ortadan kaldırılmasını hedefler.

Pratik Yaklaşım

  • Empatik Dinleme: Kişiye yönelik terapi, empatik dinleme ve bireyin kendi deneyimlerine ve duygularına bağlanmasını teşvik etmeye dayanır. Terapi süreci, bireyin kendini özgürce ifade etmesi ve kendi duygusal deneyimlerini anlaması üzerine odaklanır.

Varoluşçu Psikoloji

Varoluşçu Psikoloji ve Hümanist Psikoloji Arasındaki Farklar

Temel Felsefe ve Yaklaşım

  • Varoluşun Ağırlığı ve Günlük Hayatın Zorlukları: Varoluşçu psikoloji, bireyin günlük yaşamında karşılaştığı sorunları varoluşsal zorluklar olarak ele alır. Özgürlük, ölüm, anlam arayışı ve otantiklik (authenticity) gibi temel varoluşsal temalar üzerinde durur.
  • Özgürlüğün Anksiyetesi: Varoluşçu psikoloji, özgürlüğün doğasında var olan anksiyeteye vurgu yapar. Özgürlük, bireyi seçimlerinin ve bu seçimlerin sonuçlarının sorumluluğunu almaya zorlar, bu da doğal olarak anksiyete yaratır.
  • Anksiyetenin Yaratıcı Gücü: Anksiyete, varoluşçu psikolojide kaçınılmaz bir durum olarak kabul edilir ve bireyin kendini yaratması için bir motor olarak görülür. Anksiyete, bireyin otantik bir yaşam sürmesi için gerekli bir itici güç olarak değerlendirilir.

Pratik Yaklaşım

  • Varoluşsal Sorunları Aydınlatma: Bu yaklaşım, bireyin varoluşunu ve varoluşun koşullarını aydınlatmaya çalışır. Terapist, bireyin varoluşsal sorunlarını ve bu sorunların altında yatan anlamları analiz eder ve sorgular. Bu, bireyi daha derinlemesine düşünmeye ve varoluşsal gerçeklerle yüzleşmeye teşvik eden, daha analitik ve bazen daha karşıt bir yaklaşımı içerir.

Özet ve Karşılaştırma

  • Hümanist Psikoloji: Bireyin kendini gerçekleştirme ve ifade etme özgürlüğüne vurgu yapar. Empati ve olumlu insan potansiyeline odaklanır. Anksiyeteyi olumsuz bir durum olarak görür ve azaltmayı hedefler.
  • Varoluşçu Psikoloji: Bireyin varoluşsal gerçeklerle yüzleşmesi ve anlam arayışı üzerine odaklanır. Özgürlüğün getirdiği anksiyeteyi kabul eder ve bunu bireyin otantik bir yaşam sürmesi için gerekli bir itici güç olarak değerlendirir.

Her iki yaklaşım da insanın psikolojik süreçlerine farklı açılardan bakarak, bireyin yaşamını ve içsel dünyasını anlamaya çalışır. Hümanist psikoloji daha olumlu ve birey merkezli bir yaklaşım sergilerken, varoluşçu psikoloji daha derinlemesine ve varoluşsal temalarla ilgilenir.

Kaynakça

  • Rogers, C. (1951). Client-Centered Therapy: Its Current Practice, Implications and Theory. Houghton Mifflin.
  • May, R. (1969). Existence: A New Dimension in Psychiatry and Psychology. Simon and Schuster.
  • Yalom, I. D. (1980). Existential Psychotherapy. Basic Books.
  • Maslow, A. H. (1968). Toward a Psychology of Being. Van Nostrand.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *