Modern psikoterapide, metakognisyon kavramı son yıllarda giderek daha fazla ilgi görmeye başlamıştır. Metakognisyon, basitçe, düşüncelerimiz üzerine düşünmeyi ifade eder. Yani, zihnimizdeki düşünce süreçlerini fark etmek, bu süreçleri değerlendirmek ve gerektiğinde onları yönetmek anlamına gelir. Bu bağlamda, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) ve özellikle de yeni bir fenomen olarak ortaya çıkan meta OKB, metakognitif kavramın klinik psikolojideki önemini gözler önüne sermektedir.
Meta OKB Nedir?
Meta OKB, kişinin OKB’sinin kendisinin obsesyon ve kompulsiyonlara konu olduğu bir tür OKB olarak tanımlanır. Bu terim, OKB’nin klinik olarak tanınan bir alt tipi olmasa da, bazı uzmanlar tarafından OKB’nin bir tezahürü olarak kabul edilmektedir. Meta OKB’de birey, OKB’ye sahip olup olmadığını, bu durumun ne kadar ciddi olduğunu veya OKB’nin tedavi edilebilirliğini sürekli sorgulayan düşüncelerle meşgul olur. Bu durum, kişinin OKB’si üzerine düşünme döngüsüne sıkışıp kalmasına neden olabilir.
Örneğin, klasik OKB belirtileri arasında hijyen, düzen veya zararlı düşünceler gibi belirli temalar bulunur. Ancak meta OKB’de, bu belirtiler daha çok “Ben gerçekten OKB’ye sahip miyim?”, “OKB’mi nasıl düzeltebilirim?”, “Bu tedavi yöntemi doğru mu?” gibi düşünceler etrafında döner. Bu düşünceler, bireyin OKB’sini çözme veya yönetme girişimlerinin bile bir tür kompulsiyon haline gelmesine yol açabilir.
Metakognisyon ve Meta OKB İlişkisi
Metakognitif terapi, bireyin kendi düşünce süreçlerini fark etmesine ve bunları yeniden yapılandırmasına yardımcı olan bir yaklaşımdır. Meta OKB, metakognisyonun patolojik bir boyuta ulaşmasının bir örneği olarak görülebilir. Birey, sadece OKB belirtileriyle başa çıkmak yerine, bu belirtilerle nasıl başa çıkacağını takıntı haline getirdiğinde, zihin üzerinde zihinle çalışmak zorunda kalır.
Bu durum, bireyin obsesyonları ve kompulsiyonları üzerine aşırı odaklanmasına ve hatta tedavi sürecinin kendisinin bile bir kompulsiyon haline gelmesine neden olabilir. Örneğin, bir kişi OKB’sini tedavi etme sürecinde terapilere katılmayı, çeşitli kaynakları incelemeyi veya anketler doldurmayı takıntı haline getirebilir. Bu, metakognitif bir sorun olarak değerlendirilir, çünkü kişi, kendi düşünce süreçlerini kontrol etme çabası içinde daha fazla sıkıntıya düşebilir.
Meta OKB’nin Tedavi Edilmesi
Meta OKB, klasik OKB tedavi yöntemlerinden fayda görebilir, ancak tedavi süreci daha karmaşık hale gelebilir. Bu noktada, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve özellikle Maruz Kalma ve Tepki Önleme (MKT) terapisi, meta OKB için de etkili olabilir. MKT, bireyin kaygı yaratan düşünce veya durumlarla yüzleşmesini ve bu süreçte kompulsiyonlardan kaçınmasını hedefler.
Meta OKB’de, bireyin OKB’si hakkında obsesyonlarını kabul etmesi ve bu düşüncelerin varlığına rağmen kompulsiyonları gerçekleştirmemesi teşvik edilir. Bu, bireyin belirsizliği kabul etme yeteneğini geliştirmesine ve OKB ile başa çıkma stratejilerini daha etkili bir şekilde kullanmasına olanak tanır.
Ayrıca, bazı durumlarda ilaç tedavisi de yardımcı olabilir. Antidepresanlar, OKB belirtilerini hafifletebilir ve bireyin terapiye daha iyi yanıt vermesine olanak tanır. Ancak, meta OKB’ye yönelik özel bir tedavi protokolü bulunmamakla birlikte, metakognitif stratejilerle birlikte BDT’nin uygulanması, bireylerin bu tür takıntılı düşüncelerle başa çıkmasına yardımcı olabilir.
Sonuç
Metakognisyon, düşüncelerimizi fark etmemize ve yönetmemize olanak tanıyan bir kavramdır. Meta OKB, bu kavramın klinik bir boyutta nasıl problematik hale gelebileceğini gösterir. Bu tür bir OKB, bireylerin sadece OKB ile başa çıkmakla kalmayıp, OKB’nin kendisi üzerine takıntılı düşünceler geliştirmesine neden olabilir. Ancak, doğru terapi yaklaşımları ve metakognitif farkındalık sayesinde, bireyler meta OKB ile başa çıkmayı öğrenebilir ve zihinlerindeki bu karmaşık döngüyü kırabilirler.