Jim Carrey, yardım etmenin gerçekten içten ve karşılıksız yapılması gerektiğini savunarak, yardım ederken kameraların kullanılması durumunda, bu yardımın gösterişe dönüşebileceğini belirtmişti. Carrey, özellikle evsizlere yardım edilirken bu tür yaklaşımların insanları küçük düşürebileceğini, onları bir çeşit “yardım objesi” haline getirerek mahcup duruma düşürebileceğini vurguluyor. Bu düşünceye katılıyorum ve aslında bu durum, toplumsal histeriye dönüşen yardım faaliyetlerinin bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor.
Histeri kavramı, tarih boyunca pek çok farklı anlamda kullanılsa da, genel olarak duygusal aşırılık ve kontrolsüz davranışlar sergileme durumu olarak tanımlanabilir. Histerik davranışlar, kişinin normalden fazla abartılı tepkiler vermesine, yoğun duygusal taşkınlıklar yaşamasına neden olabilir. Yardım etme konusu da, bazı durumlarda histerik bir boyuta evrilebiliyor. Yardım etmek, özünde saf bir iyi niyet taşısa da, bunun medyada veya sosyal platformlarda gösterilmesi, yardım etme eylemini bir çeşit histerik gösteriye dönüştürebiliyor.
Yardımın Histerisi ve Sabah Programları
Bu durumu Türkiye’deki sabah programlarında sıkça görüyoruz. Yardım etme adı altında toplumun daha düşük sosyo-ekonomik seviyede bulunan, bilişsel yapıları yeterince gelişmemiş insanlara odaklanılıyor. Bu kişilerin yaşadıkları günlük sorunlar, bir “yardım” maskesi altında ekranlara yansıtılıyor. Ancak, bu durumun yardım olmaktan çok, reyting kazandıran bir drama haline getirildiği açıkça görülüyor. Yardım edilmesi gereken bu insanlar, medya tarafından adeta birer seyirlik obje haline getiriliyor.
Bu histerik yardım anlayışı, insanlara gerçekten yardım etmekten ziyade, yardım edenlerin veya medya kanallarının kendilerini ön plana çıkarma, ego tatmini sağlama aracı olarak işlev görüyor. Histeride olduğu gibi, yardımın da aşırıya kaçması, duygusal bir taşkınlık yaratıyor ve sonuç olarak yardım edilmesi gereken insanlar üzerinden bir çeşit gösteri ortaya çıkıyor. Bu tür yardım eylemlerinde, aslında yardımı alan kişilerin onuru zedeleniyor, çünkü bu insanlar kendi zorlukları üzerinden reyting malzemesi haline getiriliyor.
Jim Carrey’nin bu noktada ifade ettiği gibi, yardımın sessizce, egodan arınmış bir şekilde yapılması gerektiğini düşünüyorum. Yardım ederken kişinin kendi duygusal ihtiyaçlarını veya sosyal itibarını ön plana çıkarmaması, yardımı gerçek anlamda değerli kılıyor. Histerik yardımlar, aslında yardımı alan kişi için değil, yardımı yapanın kendini tatmin etmesi için yapılan eylemlere dönüşüyor. Bu yüzden, yardımı sadece bir şov malzemesi haline getirmemeli, gerçekten yardıma muhtaç olan insanlara saygı göstererek, onların onurunu koruyarak gerçekleştirmeliyiz.
Sonuç olarak, yardım etme eylemi, duygusal aşırılık ve histerik davranışlardan uzak, samimi ve saf niyetli bir şekilde yapılmalı. Yardımın histerisi, medyanın ve bireylerin ego tatmini arayışına kapılmadan, tamamen yardıma muhtaç kişilere odaklanarak çözülmelidir. Yardım etmek, yalnızca görünen değil, aynı zamanda görünmeyen bir şefkatle yapılmalıdır.